Ölüm Spirali
Kulağa korkunç gelen yeni bir terim ölüm spiralı. Çözümü bulunamayan bir problemi, sürekli daha kötü hale getirerek ölüme sürüklemek olarak açıklayabiliriz belki. Çok yakın zamanda LUNA(UST) ile bir örneğini gördük, kimsenin elinden hiçbir şey gelmedi ve market hacmi ilk 10’a giren bir proje 0’a kadar sürüklendi. Bu örneği biraz irdelemek istiyorum, fakat öncesinde biraz stablecoin kavramını öğrenmemiz gerek.
Previously, on Crypto
Kripto sektörü emekleme dönemindeyken yeni çıkan her coin/tokenin değeri BTC’ye oranlanarak ölçülüyordu. Borsalar, yeni çıkan bir coinin fiyatını göstermek için önce BTC karşılığını hesaplıyor; daha sonra bu BTC’ye karşılık gelen dolar fiyatını gösteriyordu. Keza tüm ETH tokenları da sadece ETH bazında listelenebilip, ETH fiyatı üzerinden değerleniyordu. Dolar(USD)’in BTC ve ETH pariteleri dışında kriptoda bir karşılığı yoktu ve kripto piyasası büyüdükçe bu ihtiyaç da arttı. BTC’sini satmak isteyenler borsayı terk edip banka hesabına paranın gelmesini bekliyordu.
Stablecoinler, isminden de anlaşılacağı üzere fiyatı çıkıp düşmeyen; sabit fiyatlı coinler/tokenlardır. Stablecoinler sayesinde kullanıcılar, paralarını borsadan dışarı çıkmadan al-sat yapmak için kripto üzerinde dolara sabitlenmiş bir tokenda tutabildi. Bunlara örnek olarak USDT’yi verebiliriz. USDT(Tether), hazinesinde emtialar, alacaklar gibi varlıklar tutarak bunların değeri kadar token basmaya başladı ve her bir USDT tokeninin her zaman 1 USD değerinde olacağını öne sürerek piyasaya giriş yaptı. Tıpkı eskiden hazinesinde bulundurduğu altın kadar para basabilen merkez bankaları gibi. :)
Günümüzde USDT, 66 milyar dolarlık arzıyla “Backed” yani arkası(Tether hazinesi) dolu stablecoin’lerin başını çekiyor. Bu, hazinesinde şu an 66 milyar dolarlık varlık tuttuğunu iddia etmek demek; bu yüzden davalarla başı dertten eksilmeyen Tether şu ana kadar hayatta kalmayı başardı. Fakat bir token’in fiyatını sabit tutmanın tek yolu bu değil. Bir diğer tür olan algoritmik stablecoinler burada devreye giriyor.
Öyle bir mekanizma veya oyun teorisi yaratmak gerek ki üretilen tokenin fiyatı sabit olsun. LUNA, UST ile bunu denedi.
LUNA Oyunu
Terra isminde kendi blockchaini üzerine kurulan bu mekanizmada LUNA ve UST, birbirinin fiyatlarıyla birebir bağlantılı bir yapıdadır. LUNA, bu oyun teorisinin değişkenidir ve onun sayesinde 1 UST her zaman 1 USD’dir, çünkü 1 UST üretmek için mekanizmaya 1 USD değerinde LUNA vermeniz gereklidir ve bu LUNA’lar sonsuza dek arzdan çıkarılmaktadır. Azalan arz, fiyata pozitif etki yaratacağından 1 LUNA ile daha sonra daha fazla UST yaratılabilir ve kar yapılabilirdi. Aynı şekilde 1 LUNA üretmek için değeri kadar UST(1 USD) verilir ve bu UST’ler aynı şekilde tamamen arzdan çıkarılır.
Kullanıcılar ve botlar, LUNA/UST mekanizmasıyla oynayarak aradaki farklardan para kazanmak için işlemler yapar ve 1 UST’nin değeri 1 USD’de sabitlendiğinde ‘oyun’ biter. Yani bu fiyat stabilliğini sağlayan mekanizmanın bir otomasyonu değil, bu mekanizmadan kaynaklanan arbitrajdan faydalanan kullanıcılar, botlar, tüm piyasa.
Peki ne oldu da tüm dengeler bozuldu? Birçok isim ve kurum devreye giriyor fakat buna verilecek en kestirme cevap: LUNA ekibinin hazinesindeki çok yüklü miktarda(kendi basabildikleri) UST’yi, hazinesini büyütmek için market dışı alışverişlerde kullanmaya başlaması diyebiliriz. Bu UST’ler piyasaya giriş yapıp mekanizmadan bağımsız olarak borsalarda kendi fiyatından sapınca ölüm spiralının fitili ateşlenmiş oldu. Kullanıcılar borsalardan 1 USD’den daha düşüğe aldıkları UST’yi mekanizmaya sokuyor, 1 USD değerinde LUNA basıyordu. LUNA arzı arttıkça borsalardaki LUNA fiyatı düşüşe geçti, proje tokeni LUNA satıldıkça ÜST’ye olan güven kayboldu ve korkunç bir döngü başlamış oldu. Piyasaya saçılmış ucuz ÜST sayesinde mekanizmanın işlevi istismar edildi ve LUNA arzı sadece birkaç günde 350 milyondan 6,5 trilyona kadar yükseldi.
UST, deneysel bir algoritmik stablecoindi ve mekanizmadan habersiz sayısız kullanıcı bu deneyin kurbanı oldu.